27 Aralık 2009 Pazar

Premium mu Primitif mi?

Evde huşu içinde dergi sayfalarını çevirirken birden ilgimi çeken ve hakkettiği değeri uluslarası arenada bulamadığına inandığım bir marka olan Uludağ İçecek grubun bir reklamını gördüm. Reklam göz aşınası olmadığım bir şişe içinde yeni lansmanı yapılmakta olan soda markasını tanıtmaya çalışıyordu. Ancak görselde ki saçmalıklar ilk göze çarpan ayrıntı oldu. Neydi bunlar ; 1. Retro tarzı arka plan. 2.şişe de kapak açık fakat dökülme ilistrasyonu olmadan bardağın ağzından süzülen elmas taneleri 3. anlam veremediğim vals yapan bir çift. Ben burda grafikerin ve reklam departmanın hataları yerine, gereksiz bir çabayla sınıf atlamaya çalışan Uludağ yöneticilerinin heba ettikleri paraya takıldım. Atalarımız "Şapkadan başka birşey takma." demişler ama gel gör ki ürün ve içerik bakımından mükemmel bir marka, saçamalayınca can sıkan bir bu durum ortaya çıkıyor.

Şimdi Bu adamlar Dice Kayek diye bir modacı bacımıza ( Bursalı olduğu için)" Gel sen yurtdışında süper işler yaptın, bize de şişe tasarla" demişler. Güzel olmuş tabi bu ablamız için, bu iş için havadan para kazanmış. Tasarlanan ve oluşturulan yeni soda markası Türk işi Amerikan hot dog satmak gibi bişey olmuş. Bu arada Türk işi " Turkish" e ilham kaynağımı olmuştur hep merak ederim. Peki Türk işi hot dog nasıl olur?. Türk işi HOT DOG'da; ürünün niteliği olan temel gereksinim atlanır. Nedir o ? Tabii ki de hot dog un bir "snack" atıştırmalık olduğu. Bizim Türk girişimciler, halkı iyi tanıdığından düşünürler, taşınırlar "Hot dog satıyorum millet bunla doymaz, ben de çok para kazanamam. Fiyat - talep paritesine göre ucuz ürün gözüküyor , hadi buna amerikan salatası ve turşu çakım, bir de adını Goralı koyim ki bunu 6 liradan Nişantaşı'nda satığımda hem hot dog'a sınıf atlatmış olurum hem de bir marka yaratmış olurum" der. Türk işi hot dog budur.
İşte Uludağ' da burda bunu yapmış olacak ki sadece yemekten sonra içilme keyfi olan, geyirtme unsuru gibi Primitif insan özelliği dışında bir temel niteliği olmayan bir içeceği, yabancı kültürlerdeki gibi yemek yanında içmek için farklı bir konumlandırmaya gitmeye çalışarak ablanın tekine şişeletmişler. Peki ne olur bu çaba sonunda ?...

Dünya pazarına girmeye A+ olmaya çalışan ve rakiplerini (özellikle Clearly Canadian) taklit etmeye çalışan marka dışına çıkamaz. Bu şişe tasarımı için 37 kere uğraşmışlar ve tahminim hiç bir pazar araştırması yapmadan Dice Kayek ve İşletme sahibinin kararına göre bu şişede karar kılımışlar. Peki araştırma yapıldı diyelim bu şişeyi Türk adayların olduğu bir kontrol grubuna göstermişler ve beğendikleri anlaşılınca ürünün lansmanını yapmışlardır. Yöneticilerin, bu araştırma da kilit noktayı oluşturan unusuru kaçırdıklarını sanıyorum.Bu kilit nokta da katılan adayların "Yeşil Şişe'nin tek jenerik renk" olduğunu bildikleri . Bu hata yüzünden mavi renk yeni lansmanda ön plana çıkmıştır. ( Valla bende sunumlara göre atıp tutuyorum. :D )http://www.uludagicecek.com.tr/images/Uludag_Premium_Sunum_17_06_2009.pdf

Dilerim ki bu kampanya istedikleri gibi Dünya markası olmalarını sağlar. Ama pek umudum yok!. Klasik yeşil şişeye bu ablamız el atsaydı daha mükkemel birşey çıkardı ve farklılık yaratırdı diye düşünüyorum.

0 yorum: